Kategoriler
Spor

Osmanlı Padişahları Arasında Sportmen Sultanlar

Spor sadece bilindiği gibi bizim kitle iletişim araçlarından, televizyondan ve sosyal medyadan takip ettiğimiz gibi bu yüzyılın içerisinde var olan bir eylem değildir. Spor neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar avcılık ve toplacılıkla ilgilenirken bile aslında bir spor yapıyorlardı. Dolayısıyla devlet kuran hükümdarlar da aslında spora kendi bakış açılarına göre önem vermişlerdir. Osmanlı Devleti de önem veren padişahlarla doludur. Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık tarihi boyunca padişahlar, sadece siyasi ve askeri liderler olarak değil, aynı zamanda fiziksel becerileri ve spor yetenekleriyle de öne çıkmışlardır. Özellikle erken dönem padişahları, savaş becerilerini geliştirmek ve sağlıklı kalabilmek için çeşitli sporlarla ilgilenmişlerdir. İşte Osmanlı padişahları arasında en çok spor yapanlar ve onların sporla olan ilişkileri:

II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed)

Fatih Sultan Mehmed sadece bir devlet adamı değildi, aynı zamanda bir askeri ordu komutanıydı, aynı zamanda sportik bir liderdi. Çünkü orduyu yönetmek aslında spora önem vermekten geçer. Sadece disiplinle alakalı bir konu değildir bu. Sadece askeri taktiklerle alakalı bir konu değildir bu. Spora da önem vermek gerekiyor, beden eğitimine de önem vermek gerekiyor. İşte Fatih bunlardan tam olarak bu padişahlardan biriydi. Öyle ki Fatih Sultan Mehmed, entelektüel kişiliğinin yanı sıra güçlü bir fiziksel yapıya da sahipti. İstanbul’un fethi gibi zorlu bir seferi yönetebilmek için üst düzey bir fiziksel dayanıklılığa ihtiyaç duyduğunu iyi biliyordu. Güreş, okçuluk, cirit ve binicilik gibi geleneksel Türk sporlarında son derece maharetliydi. Özellikle ata binme konusunda uzmanlaşmıştı ve uzun süren seferler boyunca at sırtında saatlerce kalabilirdi. Ayrıca ağırlık kaldırma ve mızrak atma gibi güç gerektiren sporlarla da ilgilendiği bilinmektedir.

IV. Murad

Her yiğidin yoğurt yiyiş şekli farklıdır derler. Dolayısıyla her padişahın da aslında ilgilendiği spor alanları farklı olmuştur. Daha çok ilgi duydukları alana önem göstermişlerdir denilebilir. Bu bağlamda Osmanlı padişahları içinde en sportmen kişiliğiyle öne çıkan IV. Murad, özellikle fiziksel gücüyle ün salmıştı. Rivayetlere göre 200 okkalık (yaklaşık 256 kg) gürzleri kaldırabilecek kadar güçlüydü. Okçulukta usta olan padişah, Okmeydanı’nda kendi adına nişan taşları diktirmişti. Cirit, güreş ve binicilikte de son derece yetenekliydi. Av sporlarına olan tutkusu ise meşhurdur; doğanlar, şahinler ve tazılarla avlanırdı. IV. Murad’ın sportmenliği sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel sporlara olan ilgisiyle de kendini gösteriyordu; satranç ve backgammon oynamakta da oldukça maharetliydi.

II. Mahmud

Modernleşme yanlısı padişah II. Mahmud, geleneksel sporların yanı sıra batılı tarzda sporlarla da ilgilenmiştir. Güreş, okçuluk ve binicilik gibi geleneksel sporları teşvik etmiş, aynı zamanda fiziksel dayanıklılığını korumak için düzenli egzersiz yapmıştır. Özellikle ata binme konusunda uzmanlaşmış olan II. Mahmud, at üzerinde çeşitli akrobatik hareketler yapabilecek kadar iyi bir biniciydi.

Abdülaziz

Sultan Abdülaziz, güreşe olan ilgisi ve fiziksel gücüyle tanınan bir padişahtı. Dönemin ünlü pehlivanlarıyla güreş tuttuğu ve hatta onları yendiği rivayet edilir. Aynı zamanda iyi bir binici ve avcıydı. Özellikle yüzme konusunda yetenekli olduğu bilinmektedir. Donanmaya olan ilgisi nedeniyle kürek çekme sporuna da özel ilgi göstermiş, hatta sarayında özel kürek çekme makineleri bulundurmuştur.

Genç Osman (II. Osman)

Genç yaşta tahta çıkan II. Osman, fiziksel olarak oldukça aktif bir padişahtı. Okçuluk, cirit ve binicilikteki mahareti dönemin tarihçileri tarafından özellikle vurgulanmıştır. At üzerinde ok atma konusunda son derece yetenekli olduğu söylenir. Genç yaşta spor yapma alışkanlığı edinmiş ve bunu tahta çıktıktan sonra da sürdürmüştür.

Sporun Osmanlı’daki Yeri ve Değeri

Aslında bir ülkenin padişahı, hükümdarı ya da devlet başkanı spora önem veriyorsa oranın halkının tebasının da aslında sporla ilgili düşüncelerinin olumlu olması gerekiyor ki Osmanlı devleti de bunlardan bir tanesiydi. Osmanlı’da spor sadece padişahların değil, toplumun her kesiminin ilgilendiği bir aktiviteydi. Okçuluk, güreş, cirit, binicilik gibi sporlar hem askeri eğitimin bir parçası hem de halkın boş zamanlarını değerlendirdiği aktivitelerdi. Padişahların spor yapması sadece kişisel sağlık için değil, aynı zamanda orduya ve halka örnek olmak için de önemli görülüyordu.

Son aşamada, Osmanlı padişahları arasında özellikle IV. Murad, Fatih Sultan Mehmed ve Abdülaziz fiziksel aktivite ve sporla en çok ilgilenen padişahlar olarak öne çıkmaktadır. Bu padişahlar, spor yapmayı sadece kişisel bir hobi olarak görmemiş, aynı zamanda fiziksel olarak formda kalmanın iyi bir yönetici olmanın önemli bir parçası olduğunu düşünmüşlerdir. Onların sporla olan bu ilişkisi, günümüzde “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” anlayışının tarihteki yansımaları olarak değerlendirilebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir